Öne Çıkanlar gıdazehirlenmesi ekim gıdısarkması Yoga ve Kendini Bulma Sanatı ergenlikdönemi

Bu haber kez okundu.

Dr. Harun Gülmez'den Kalbimize; Arabanın Motoru(!) benzetmesi

Sağlıklı bir yaşam için neler yapılmalı? Kalp sağlığımız için neler yapmalı nasıl beslenmeliyiz? Kalbimizi kullandığımız bir arabanın motoruna benzeten Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Harun Gülmez, “Eğer arabanın motoruna iyi bakıyorsan uzun yıllar o arabayı kullanırsın. Kalbimizde bizim için öyledir. Eğer doğal organik beslenip kalbimize iyi bakarsak sağlığımız da iyi olur” benzetmesi yaptı.  

Sağlıklı bir yaşam için kaliteli besin alınması gerektiğine dikkat çeken Kolon Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Harin Gülmez; ayldınSes Gazetesi Genel Yayın Müdürü ve AydınSes Medya Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Murat Aydın’a kalp sağlığı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Sağlık için sağlıklı beslenmeye dikkat çeken Dr. Gülmez; “Kullandığımız arabanın belirli zamanlarda muayenesi vardır. O muayeneleri yaptırmadan arabaya bindiğimizde yakalanırsak cezası var. Bu muayene için yapılması gereken bakımlar var. Arabanın motorunun sağlam olması lazım. Bunun için yağı suyu zamanında verilmesi, yağının da kaliteli olması gerekir. İnsan olarak bizim de kalbimiz arabanın motoru gibidir. Eğer sen arabanın motoruna iyi bakarsan uzun yıllar o arabayı kullanırsın.”

“İNSANIN TAMİRCİSİ BİZ DOKTARLAR”

Motora nasıl iyi bakarsın; insanında kalbine öyle bakması mı gerekir? İnsan kalbi ile araba motoru taşıdıkları yüke karşı aynı görevi mi yapıyor?

-Kalbimiz arabanın motoru gibi. Nasıl sağlıklı bir sorunsuz bir arabanın motoru varsa, bizimde sağlıklı sorunsuz bir kalbimizin olması gerekiyor. Eğer sen arabanın motoruna iyi bakıyorsan uzun yıllar o arabayı kullanırsın. Nasıl arabanın motoruna iyi bakarsın, kötü benzin kullanmazsın kaliteli yağ kullanırsın, bakımını yaparsın, eskiyen bir parçası varsa onu değiştirirsin.  Hayatta her şey, buna bağlı. İnsan da bunun gibi . İnsanda da zaman geçtikçe o parçaların eskimesi kaçınılmaz bir şey. Dolaysıyla  eskiyen parçayı tamir ettirmek gerekiyor. Dolaysıyla o tamirci biz doktorlar oluyoruz.

Sayın; Dr. Karum Gülmez, insanların kalp tamircisi olarak, kalbin bozulmaması için nelere dikkat edilmeli, bu konudaki tavsiyeleriniz nelerdir?

-Kaliteli besin diyorum.  Sağlıklı bir yaşam istiyorsak kaliteli besin almamız gerekiyor. Kaliteli  besin fazla yemek ye değil,  az yemekte değil, pahalı yemekte değil. Kaliteli besinden şunu anlayacağız. İhtiyacımız olan gıdaları almamız gerekiyor.

Bu arz talep dengesi. Talep olmadığı takdirde siz arzı yaratamıyorsunuz. Ben ve ailem organik beslenmeye dikkat ediyoruz. Bugün her şeyin içeresinde katkı maddeleri var. Kimyasal var. Sizin ihtiyacınız olmayan besiler var. Kıvam artırıcı diye bir tabir vardır. Kıvam artırıcı dediğimiz vücudunuzun ihtiyacı olan 10 gramlık bir besini katkı maddesiyle 10 gramlık besin maddesi yaparsanız, adamın gözü de doyacak, midesinde doyacak. Ama ihtiyacı olan 10 gramın dışında 90 gram gereksiz besin almış olacak. Sorun burada.

Yemeği az mı yemeliyiz. İdeal yemek nasıl olmalı?

Biz çok yemeyi seviyoruz. Az yemeyi sevmiyoruz. Aslında az yiyeceksin. İdeali odur. İhtiyacın olanı yiyeceksin.

Hücre vücudumuzda yaşayan en küçük birimlerdir.  Kas, beyin, böbrek, sinir hücresi bu hücreler birleştiği zaman organları oluşturuyor, organlar bir araya geldiğinde vücudumuzu oluşturuyor. Bizim yediğimiz her yemek aslında aynı şekildi. Yemeğin içirişinde yağ, karbonhidrat, protein, mineraller… bunlar birleşiyor yemeği, ürünü oluşturuyor. Yediklerimizin hapsine baktığımız zaman hücresel boyutta benzer.

“YAĞA İHTİYACIMIZ VAR”

Vücudumuzun yağ ihtiyacı var mı var, kolesterol, gliserit. Bunlar hücrelerimiz içerisinde bulunur. Hücrelerimizin yani hücre duvarlarımızın yüzde 70-80’i yağlardan oluşuyor. Vücudumuz yağdan oluşuyor diye biz gereksiz miktarda yağ alırsak… Hücreyi bir oda gibi düşünelim, binayı insan vücudu olarak düşünelim. Her binanın içinde odalar var. Odaların duvar yapısının yüzde 70-80’i yağ hücresinden oluşuyor. Hücrelerin içinde ayrıca, sıvı katmanlar, elektrikler bir sürü karışım var. O  yüzden bizim yağa ihtiyacımız var. Bir duvar yapıyorsunuz, düşün bu adanın duvarının sıvasını yağ diye düşün. İçinde demiri tuğlası var. İçindeki demirleri de bağlayıcı olarak düşün. Usta bu duvarın üzerine çok fazla çimento atarsa, olacak nedir, odanın küçülmesi. Gereksiz oldu.

“TAM DOYMADAN YEMEYİ BIRAKMAMIZ LAZIM”

 Bizim sağlık sorunlarımızda budur. Her şeyi gerekli olduğu kadar alacağız.  O yüzden, Gün içinde kişinin durumuna göre 2 bin kalori alması yeterli diyoruz. Asında 2-3 bin kalori dediğimiz, aslında tam doymadan kalkmak anlamına gelir.

O yüzden kaliteli ve organik besin önemli. Organik besin dediğimiz raf ömrü uzatılsın diye ürünlerin içerisine koyulan kimyasal maddeler var. Bunlar ihtiyacımız olmayan, vücudumuz açısından zararlı maddeler. O yüzden gıdayı mevsiminde tüketmek gerekir diyoruz.  Taze, sebze meyve tüketmek, konserve tüketmemek gerekir diyoruz. Bunların hepsinin içerisinde bizim ihtiyacımız olmayan maddeler var…

Damar tıkanması nelere neden oluyor?

-Organik yiyeceklerimizi katkısız buzluğa koyuyoruz. Hiçbir sakıncası yok. Eski yöntemler, tuzlamayla yapılanlarda da bir sıkıntı yok. Kavurma, içine bir şey konulmaz, kendi yağı ile kavurup dolaba koyarsak bir sıkıntı yok.

Biz bunlara dikkat etmez isek, damar duvarlarında organik olmayan ürünlerin etkilerini görüyoruz. İşte o zaman damar duvarlarında yağ, kolesterol birikip tıkıyor. Damar tıkanması vücudun her yerinde kendini gösteriyor. Beyinde olursa felç, böbrekte olursa böbrek yetmezliği, kalpte olursa kalp krizi olur. Kalp hastalığını önlemenin yolu buradan geçiyor. Sadece kalp sağlığı diye bir şey yok. Siz kalbinizi koruyorsanız, beyin damarınızı da koruyorsunuz. Ayak damarınızı da koruyorsunuz.

Kalp her şeyden önemli, kalp vücudun her noktasını ilgilendirir. Kalpte de bir damarın tıkanması  o bölgeyi felç ediyor.

Dr. Harun Gülmez ile ilgili röpörtajın devam gelecek...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.